Beyin tümörleri çocukluk çağında üçüncü sıklıkta görülen kanserler olup tüm kanserlerin  %15’ini oluştururlar. Bu tümörlerin her biri farklı özelliklere sahiptir.

Yerleşim yeri: Beyin tümörlerinin 2/3’si beynin alt bölümlerinde yerleşir. Gerisi ise beyinin hemisfer denen yarım kürelerinde ve diğer yerlerde yerleşirler.

Patolojik tipleri:

Hastalığın tanısı ameliyat sonucunda çıkarılan tümor dokusunun patolojide ayrıntılı incelemesiyle konulur. Beyin tümörleri üç gruba ayrılır:

a. Glial tümörler: Astrositomlar, ependimom, oligodendrogliom, karışık gliomlardan oluşur.

ASTROSİTOMLAR:

Yüksek dereceli astrositomlar (anaplastik astrositom ve glioblastoma mültiforme): 

Daha çok beyinin yarım kürelerinde ve beyin sapında (pons) yerleşirler . Nadiren omurilikte görülebilirler. Beyin sapında yerleşenlere beyin sapı gliomu denir. Beyinin yarım küresinde yerleşen tümörlerde nöbet geçirme, kas güçsüzlüğü, reflekslerde artış, anormal reflekslerin ortaya çıkışı ve diğer nörolojik bulgular görülür. Beyin sapında yerleşenlerde çok sayıda sinir harabiyetine bağlı yüz felci, gözde kayma, göz kapağında düşüklük, yutma güçlüğü görülebilir. Ayrıca dengesizlik ve kusmalar olabilir.

 

Düşük dereceli astrositomlar (pilositik astrositom ve diffüz fibriler astrositom): 

Daha çok beyincikte, görme siniri ve görme yollarında, hipotalamusta, tektumda görülürler: Beyincik tümörlerinde kafa içi basıncının artmasına bağlı sabahları artan baş ağrısı, bulantı-fışkırır tarzda kusmalar; beyinciğin tutulmasına bağlı olarak dengesizlik, yürüme bozukluğu, ellerde titreme, patlar tarzda konuşma, gözlerde sağa-sola atımlar görülebilir. Gözde içeri kayma olabilir.

Görme siniri ve görme yollarındaki tümörlerde (optik gliom), çocukların görmesi ve görme alanı bozulur. Tektum tümörlerinde çocuk yukarı bakamaz. Hipotalamus tümörlerinde iştah artışı, anaroksia, blumia, aşırı kilo alma, kilo kaybetme, hormonal bozukluklar, huy-mizaç değişiklikleri görülebilir.

Omurilikte görülen astrositomlarda ise bacaklarda güçsüzlük, felç, bel ağrısı, idrar-dışkı kaçırma görülebilir

EPENDİMOM:

Daha çok beynin alt kısımlarında yerleşen 4. ventrikül civarında görülürler.

Omuriliğe metastaz yapabilirler. Beyincik tümörlerinde görülene benzer klinik bulgulara yol açarlar.

 

OLİGODENDROGLİOMLAR

Çok nadir görülürler.

 

b. Nöroepiteliyal tümörler: Bu grup tümörlere PNET (Primitif nöroektodermal tumor) adı verilir. Sıklıkla beyincikte ve beyin yarım kürelerinde yerleşir. Beyincikte yerleşen PNET’e medülloblastom adı verilir (Resim-3). Bu grup tümörler omuriliğe metastaz yapabilir.

Beyincik tutuluşuna bağlı sabahları artan baş ağrısı, bulantı-fışkırır tarzda kusmalar; beyinciğin tutulmasına bağlı olarak dengesizlik, yürüme bozukluğu, ellerde titreme, patlar tarzda konuşma ve gözlerde sağa-sola atımlar görülebilir. Gözde içeri kayma olabilir.

 

c. Diğer tümörler: Kraniyofaringiom, germ hücreli tümörler, meningiom, koroid pleksus tümörleri, pinealoblastom ve hipofiz adenomları sayılabilir.

Bunlar içinde kraniyofaringiom, hipofiz adenomları hormonal bozukluklara yol

açarlar. Pineal beze yerleşen tümörler (germinomlar, non-germinomlar,

pinealoblastom vs) baş ağrısı ve görme sorunlarına yol açarlar. Meningiomlar daha

çok radyoterapi almış hastalarda ortaya çıkarlar.

Tedavi: Hemen hemen çoğu tümörün ilk tedavisi cerrahi olarak yapılır. Cerrahide amaç tümörün tamamen çıkarılmasıdır. Ancak bu tümörün yerleşim yerine bağlıdır. Beyinin yarım kürelerinde ve beyincikte yerleşen tümörlerde tümörü tamamen çıkarmak genelde mümkündür. Beyin sapı gliomları genellikle çıkarılamaz, hatta biyopsi bile zararlı olabilir. Cerrahinin zor olduğu diğer alanlar, omurilik, görme siniri tümörleri ve hipotalamus tümörleridir.

Radyoterapi, medülloblastom, germ hücreli tumor, astrositom ve ependimom, tedavisinde önemli rol oynar. Tümör yatağına ve omuriliğe yayılan tümörlerde omuriliğe ışınlama yapılır.

Kemoterapi her beyin tümöründe uygulanmaz. Yüksek dereceli astrositomlu hastaların yaşam süresini uzatır. Medülloblastomlu seçilmiş hastalarda iyileşme hızını artırır. Ayrıca germ hücreli tümörlerde radyoterapi ile beraber başarı şansını artırır. Süt çocuğu ve küçük çocuklarda kemoterapi, radyoterapinin geç uygulanmasına olanak tanır.

 

Sonuçlar: Beyincikte yerleşmiş ve tam çıkarılmış düşük dereceli astrositomlarda sonuçlar mükemmeldir. Medülloblastomda da başarı şansı %65-70’tir. Ancak çocuğun yaşı 3’ün altında, tümor tam çıkarılamamış ve omurilik metastazı var ise hastanın şansı düşüktür. Beyin sapı gliomlarında başarı şansı çok düşüktür.  Germ hücreli tümörler, özellikle germinomlarda, başarı şansı yüksektir.

 

Tümör tedavisini bitiren hastaların uzun süre izlenmesine pediatrik beyin cerrahisi, pediatrik onkoloji, endokrinoloji ve radyoterapi doktorları tarafından devam edilir.