ÇOCUĞA PSİKOSOSYAL YAKLAŞIM
Sevgili çocuklar, gençler ve anne-babalar,
Hastalıklar hepimizi etkiler. Aile içinde bir kişinin rahatsızlığı, tüm aile üzerinde değişik alanlarda etki yaratır. En göze çarpan değişikliklerden biri de huy ve mizaçtaki farklılaşmalardır. Bunu çok güzel dile getiren bir atasözümüz bile vardır: “Hastalandığına yanmam, huyu değişti!”
Sinirlilik, hırçınlık, öfke patlamaları olabileceği gibi, aşırı sessizlik ve durgunluk, içe kapanıklık da ortaya çıkabilir. Hastalık sürecinde en sık karşılaştığımız sorunlardan biri de uykusuzluk ve tedavi girişimlerine karşı tepkidir. Aslında bu sayılanların hepsi, hastalık sonrası ortaya çıkan ruhsal sorunların belirtileridir. Tedavisi vardır ve mutlaka tedavi edilmelidir. Edilmediği takdirde hem çocuğun bedensel hastalığının tedavisine uyum sorunları ve bu hastalıkla ilgili güçlüklerin artması, hem de başta çocuk olmak üzere tüm ailenin yaşam ortamındaki huzurun bozulması söz konusu olur.
Bu amaçla hastanede yatarak tedavi gören ve artık taburculuğu yapılmış ayaktan izlenen hastalarla ailelerine yönelik olarak psikososyal izlem programları bulunmaktadır. Hastaneye yatan her çocuk çocuk psikiyatristi ve psikolog tarafından değerlendirilmekte ve gerekli tedavileri planlanmaktadır. Poliklinikten izlenen hastalarda da doktorlarının talebi üzerine değerlendirme ve tedavi yapılmaktadır.
Burada en önemli görev, çocuğumuzda gördüğümüz davranış ve uyum sorunlarını fark edip, vakit kaybetmeden çözüm arayışına girişmektir. Var olan davranış sorunlarını görmezden gelmek, nasıl olsa geçer diye beklemek çocuğumuza zarar verir. Sonuç olarak şunları hep aklımızda tutmalıyız:
Tüm kronik hastalıklar için geçerli olduğu gibi kanser de çocuğun ruhsal gelişiminde örseleyici bir etkendir. Böyle bir durumda mutlaka yardım almalıyız.
Hastalıktan çocuğun etkilenme oranında, yaş, gelişim özellikleri, çocuğun huyu ve kullandığı savunma düzenekleri, aile tutumu, tedavi ekibiyle olan iletişim, okul ve sosyal çevre ile olan ilişkiler, hastalığın şiddeti ve tedaviye yanıt gibi pek çok faktör önem taşımaktadır.
Sağlıklı bir ruhsal gelişim için normal gelişim basamaklarının özelliklerini, bu dönemde aşılması gereken sorunları iyi bilmek gerekir.
Çocuğun yönetiminde anne babanın rolü çok büyüktür. Bu nedenle yalnızca çocuğu tanımak ve ona yardım etmek yeterli değildir. Aile bireylerini, aile özelliklerini iyi belirlemek ve aile rehberliği yapmak şarttır.
Ailelerin çocuklarıyla açık ve dürüst bir şekilde hastalıkları hakkında konuşmaları belirsizliğe bağlı korku, kaygı ve yetersizlik duygularının azalmasını sağlayacaktır.
Aileler aşırı korumacı olmamalı, çocukların yaş, kişilik ve gelişim özelliklerine göre güven duygusu, bağlanma, otonomi verme gibi konularda olumlu bir denge kurmalıdırlar.
Aileler çocuklarındaki güven duygusunu pekiştirmek üzere onları üretken ve aktif kılacak bir ortam hazırlamalıdırlar. Ancak bu ortamı hazırlarken verecekleri sorumluluk ve görevlerin, çocuğun yetenek ve potansiyelini aşmamasına dikkat etmelidirler.
Çocuklarımızı diğer çocuklarla ya da kardeşleriyle karşılaştırmamalı, onlara başka çocukları örnek göstermemeliyiz.
Küçük çocuklarda oyun, çocuğun gelişimi ve eğitimi için önemli bir araçtır. Bu nedenle çocuğun kendisine zarar vermeyecek biçimde bu faaliyetlere zaman ayrılmasına izin verilmelidir.
Çocukların okul ve sosyal yaşamları, ek uğraş alanları sağlıklı ruhsal gelişim için çok önemlidir. Bu nedenle çocukların özerk bir ortamda kendilerini geliştirme, kanıtlama ve kabul ettirmelerine olanak tanıyacak uğraşılara yönlendirilmesi gereklidir.